15 Temmuz 2014 Salı

Evde Felçli Bir Hastanız Varsa...

Herkese merhaba,

Bugün felçli hastalar hakkında bir şeyler yazmak istedim.

Beni takip ediyorsanız (şu postumda da belirtmiştim) anneannemin felçli olduğunu okumuşsunuzdur.
Şimdi sizlere evinizde felçli ve konuşamayan bir hastanın varlığı durumunda
 neler yapmanız gerektiğini yazacağım.

Önce şu bilgileri vereyim. Benim anneannem geçen yıl Mayıs ayında kısmi felç geçirdi. Sağ tarafı hiç tutmuyordu. Fizik tedavi ve egzersizler sayesinde şimdi 4 ayaklı bastonu ile tuvaletine gidip gelebiliyor. 
En başta oturamayan birinin ayağa kalkıp destekle de olsa yürüyebilmesi bizim için çok büyük bir ilerleme.
Ancak bu evreye kadar bizler çok emek harcadık.

Uzaktan bir hastaya bakmak çok kolay geliyordu bizlere. Hiç böyle bir hasta görmemiştik.

"Ne var canım bir tas çorba koyuyor önüne ne var bende yaparım" gibi düşünceler dolanıyor 
herkesin aklında ve dilinde.

Ancak o iş o kadar kolay olmuyor maalesef. 

Bu tarz hastalar çok agresif oluyorlar. Önceden çok sessiz sakin kimseye karışmayan biriyken, şimdi gördüğü her şeye karışan, biraz huysuzluk yapan, sürekli kızacak şeyler bulan bir nineye dönüştü.
Yani böyle bir hastanız varsa siz çok sabırlı ve sakin olmak zorundasınız. 

Mesela evi süpürüyorsunuz, yerde göremediğiniz bir toz taneciği kaldı ve hastanız bunu görüyor size kızmaya başlıyor. Bir de konuşamadığı için ne demek istediğini de anlamıyorsunuz.

Benim anneannem yalnızca "Vay vay vay" ve "Na na nana" diyebiliyor. Bazen zorla hoşgeldin ve iyiyim gibi kelimeleri de söyleyebiliyor. 

"Na " hayır demek. Ve sizin yaptıklarınıza sürekli olmamış na na na na şeklinde cevap alıyorsunuz.

Bazen size bir şey soruyor ya da istiyor. Ancak siz anlamıyorsunuz. Aklınıza gelen tüm isimleri, olayları saydığınız halde bir türlü onun demek istediği şeyi anlayamıyorsunuz. 

Bu sefer başlıyor ağlamaya. Elinizden ne gelir? Hiç bir şey.
Siz de kendinize kızmaya başlıyorsunuz bu sefer. Ne demek istediğini neden anlamıyorum diye.

İki gün yanına gitmediğinizde size küsüyor ve gülmüyor. Belki naz yapıyor belki gerçekten kırılıyor. Sonuçta gülmüyor işte. Onun gülmesi için, size tebessüm etmesi için elinizden geleni yapıyorsunuz.
Ama nafile..

Diyelimki çok istediğiniz bir arkadaşınızla buluşacaksınız. Uzun zamandır görüşmediniz ve buluşma kararı aldınız. O gün siz evden çıkacağınızı söylediğinizde hastanız size küsüyor. Ve el mahkum evde duracaksınız.
Çıkarsanız onu üzmüş olursunuz. Ve eğer ona bir şey olursa, bu sefer "Keşke yanında kalsaydım belki böyle olmazdı" diyeceksiniz. Yani her planınızı ona göre ayarlamak zorundasınız.

Onun banyosunu yaptırmayı, saçlarını taramayı, dişlerini fırçalamayı, kıyafetlerini giydirip çıkarmayı, sevdiği yemekleri yapmayı hiç ihmal etmemelisiniz. Ayrıca siz onu bırakıp bakkala bile giderken koşarak eve dönmelisiniz. Ya düşerse diye bir ihtimal var.

Küçük bir bebek misali sürekli ilgi bekleyecek sizden. Eve gelen misafirler onu mutlu edecek. Çünkü 
eskiden özlediğinde kendisi istediği yere gidebiliyordu. Ama şimdi gidemiyor.

Bir de hastanız temizliğe ve düzene düşkün biriyse işiniz daha zor olacak.

Yaptığınız hiç bir temizliği beğenmeyecek. Mesela onun kıyafetlerini katlarken o size olmadığını işaret edecek. Siz tekrar katlayacaksınız. Size göre düzgün olacak ama ona göre düzgün değil. Ya da siz bir gömleği sağdan katlıyorsanız istemeyecek. Soldan katlamanızı isteyecek. Tabi siz anlarsanız bunu yapacaksınız.
Benim anneannem fazlasıyla önem verir bu tarz şeylere. Ve bu da bizi bir hayli zorluyor.

Mesela onun yatağını açtınız. Ancak çarşafı dümdüz olmamış. Çarşafın bir ucu çok az yamulmuş. 
Vay halinize. Hastanız anneannem gibi ise yandınız. O yatak nasıl öyle olur? Dümdüz ütülü ve kusursuz olmalı.
Düşünün yorganını bile örttükten sonra dümdüz yapan, yatağını sabaha kadar asla bozmayan 
bir kadından bahsediyorum. İlla kadınlar böyle diye bir şey yok. Erkeklerde de böyle
 alışkanlıkları olan insanlar var.

Başka bir örnek; sizden saçını tarayıp örmenizi isteyecek, siz tarayıp öreceksiniz ancak o beğenmeyecek. Bozup tekrar öreceksiniz yine beğenmeyecek. Çünkü onun kendi yaptığı gibi kusursuz yapamayacaksınız.

Yerdeki halılardan biri çok hafif yamulmuş. Bu kimseyi rahatsız etmiyor ancak onu edecek. Ve onu işaret edecek. Ya da boş su bardağını makineye koymadıysanız o onu anlayacak ve size mutfağı tarif edecek :) 

Konuşabilmesi için konuşma egzersizleri yaptırmaya çalışacaksınız ancak o yapmayacak. Çünkü ümidini kaybetmiş. Zaten hasta ve zaten kendi başına bir şey yapamıyor. 

O azim keşke her hastamızda olsa, düzeleceklerine inansalar da daha çok çaba gösterseler. 

Ben bunları asla isyan etmek amaçlı yazmadım. İçimden geldi ve buraya kelimeler döküldü. Biz anneannemi bu haliyle de çok seviyoruz. Ve onunla bir bebek gibi ilgileniyoruz. Onu "Sultan"lar gibi yaşatan çocukları ve torunları hep yanında olacak. Umarım kimse kimseye muhtaç olacak durumlara düşmez. Ve umarım hastalanan kişilerin yanlarında onlara bakacak şefkat dolu insanlar olur.
Hasta yakınlarınızı ziyaret edin. Bir gün sonra onlar artık orada olmayabilirler.

Bugünlük bu kadarı yeterli sanırım.

Hoşçakalın.

16 yorum:

  1. Allah şifa versin canım.Zor bir durum hem hasta için hem bakanlar için...Allah kimseyi elden ayaktan düşürmesin.Size de sabırlar versin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol tatlım. En çok hastaların şifa ile beraber sabra ihtiyacı var. Öpüyorum tatlım.

      Sil
  2. Allah yardımcınız olsun Şeymacım. Hasta için de bakan için de zor. O çaresizlik duygusunu çok iyi biliyorum. Allah şifa versin.

    YanıtlaSil
  3. Ayyy canim bu tutumun tavrin beni cok mutlu etti. Oyle insanlar var ki bakmiyorlar hic. Temizlik konusunda ozellikle. Ben de ayni.duruma duserim dusuncesiyle yasamali insan. Cok.gecmis olsun. İnsan yuku agirdir her insan tasiyamaz kolay gelsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, haklısın temizliğine dikkat etmeyen o kadar insan gördük ki hastanede yatarken. Bazı hastaların yanlarında refakatçi bile yoktu.

      Sil
  4. Canım çok güzel anlatmışsın çevremde de böyle hastalar ve en çok duyduğum da kim gelirse onu görüyoruz unutmayın diyorlar.Allah sabır versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım. Evet haklısın kim gelirse onu görüyorlar. Teşekkür ederim.

      Sil
  5. Bir ah çekerek başlamak istiyorum. Bu ah derinden geldi, 2010 yılında annem felç geçirdi. O günden itibaren kesinlikle söylediğim bir şey var. ' Annem değil biz felç geçirdik' Çünkü bütün aile felç geçirmiş oluyor ve dünyada o kadar zor hastalık var belki ama sanırım felç en kötüsüydü. Annem 50 yaşındaydı inme indiğinde. Yani çoğu yaşlıda görülebilen inme artık yavaş yavaş daha genç insanlarda bile görülebiliyor. Sevgili Şeyma yazdığın her evreyi bizzat bire bir dolu dolu eksiği var fazlası çok şekilde yaşadım. Felçle 5 yılımızı doldurduk. Annem ilk 3 ay sadece konuşamıyordu. Terapiler sayesinde atlattık. Anneanne için tavsiyem bildiği duaları okutun yani ezbere bildiği şarkıları söyletin. 3 ay "yüksek yüksek tepeleri söyledik".. Zaman içinde düzeldi konuşması..Şarkı ve duaları teklemeden söylüyordu..O zaman "Hoşgeldin Felç" diye bir yazı yazmıştım. Blogum falan yoktu tabi. Hala duruyor yazım.. https://www.facebook.com/notes/gonca-%C3%A7etinkaya/ho%C5%9F-geldin-fel%C3%A7/130221283659895

    Çok çok geçmiş olsun diyorum..:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazdıklarınızın her kelimesini okudum. Emeğinize sağlık çok da güzel anlatmışsınız. Benim yazdıklarımda da dediğiniz gibi eksiği var fazlası yok. Çok zor günlerdi gerçekten hastanede yattığı ve oturamadığı günler... Şimdi ise sol kolu ile yemeğıni yiyebiliyor, tuvaletine 4 ayaklı bastonuyla kendi gidip gelebiliyor. Fizik tedavi için işinde başarılı kişileri bulmak çok önemli. Bizim eve 2 ayrı fizik tedavi uzmanı geliyordu. Biri özel diğeri devlet. Ama biz özelden gelen kişiden hiç memnun kalmadık. Konuşması için de alıştırmalar yapıyoruz. Ancak konuşmuyor işte. İnat ediyor istemediğinde a harfini bile çıkartamazsınız ondan. İnsallah konuşmaya da başlar da bizim içimiz daha çok rahatlar. Ne dediğini anlayabilmek çok önemli. Çok teşekkür ederim.

      Sil
    2. Özel bir doktor için kesinlikle Ahmet beyi tavsiye ederim. İstersen numarasını vereyim. Bana yazarsın ...

      Sil
    3. Teşekkür ederim :) Şimdilik ihtiyacımız yok olursa ilk danışacağım kişisiniz.

      Sil
  6. Geçmiş olsun. Allah şifa versin. Benim babannemde öyleydi. Gerçekten çok titizlikle bakılmalı hastalar.

    YanıtlaSil
  7. Tammamen hiç fark yok bizi anlatıyor okurken aynısını bizde oluyo dedim durdum yazı çok iyi olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size de çok geçmiş olsun. Zor hastalıklardan biri, allah herkese acil şifalar, bakanlara da sabır versin. Teşekkürler

      Sil